Sosyal Medyayı Anlamak
Prof. Dr. Levent Eraslan – SODİMER Başkanı
Dünyayı saran ağ (www) dijital devriminin bir ürünü olarak ortaya çıkan sosyal medya, artık günümüzde olağan yaşamın, iş dünyasının, akademik-politik çalışmaların en önemli kavramlarından biridir. Bu öyle bir hal almıştır ki, bireyler iletişim, bilgi alma, satın alma, eğlenme, arkadaşlık edinme, politik söylem üretme ya da gündem oluşturma gibi insani davranış ve ihtiyaçlarını artık sosyal medya üzerinden gerçekleştirmektedir. Sosyal medya artık öyle bir güç olarak görülmekte ki, ülkelerde devrim yapabilecek potansiyel bile sosyal medya da görülmektedir. Bu potansiyel gücün elbette iletişimin yeni adı olarak ele alınması, ürettiği yeni kavram ve değerler ile oluşturduğu kültürün özelliklerinin anlaşılması ve anlamlandırılması gerekmektedir. Yeni bir dil olarak sosyal medya ne kadar güçlü bir etki alanına sahip ise, endüstriyel özellikler bağlamında da milyarca dolarlık bir pazarı temsil etmektedir. Sadece boş zaman geçirme ve yeni kişileri tanıma zemini olarak sosyal medyayı ele almak kavramın anlaşılmadığının hatta küçümsendiğinin bir göstergesidir. Sosyal medya, öylesine hızlı ve etkili bir süreç yaşa(t)maktadır ki, bireylerin ve toplumların davranışlarını etkilemekte ve endüstriyel olarak yok edici bir rekabete sahne olmaktadır. Bu özellikleri ile neredeyse hükm-ü şahsiyet kazanan ve önemsenen sosyal medya, artık her alanda belirleyici bir özellik taşımaktadır. Örneğin eskiden bir ticari ya da politik bir kampanya için çeşitli süreçler izlenirken günümüzde sadece bir çağrı, ya da duyuru yeterli olabilmekte ve bu çağrı bir anda milyonlara kişiye ulaşmaktadır. Artık günlük konuşmalarda ve geleneksel (konvansiyonel) medyada; “Sosyal medya yıkılıyor”, “Sosyal medya karıştı”, “Sosyal medyada tepki yağdı”, “Sosyal medya tartışıyor” gibi ifadeler yer almakta, politikacılardan-aktivistlere her ama her kesim sosyal medyada kendilerine platformlar yaratarak etki alanı kurabilmektedirler.
Böylesine büyük bir gücün ele alınması, birey ve toplum üzerindeki avantaj ve dezavantajlarının belirlenmesi ve optimal faydanın sağlanmasına dönük araştırma ve incelemelerin de metodolojik olarak sürekli yapılması gerekmektedir. Çünkü sosyal medya yaşamın her alanında gereksinimlere dönük kolaylaştırıcı bir araç olma özelliği yanında hiç akla gelmeyen alanlarda ise farklı yollarla dezavantajlar yaratabilmektedir. Sosyal medya taraftarları ve eleştirenleri de bu noktalardan hareket etmektedirler. Bu vurgular bağlamında bu eserin oluşturulma amaçlarından biri olan “sosyal medyayı tanıma” karşımıza çıkmaktadır. Devlet, hükümet edenler, karar vericiler, toplumu oluşturan her kurum-kuruluş ya da birey sosyal medya hesabı olan olmayan herkes bu yeni iletişim biçiminin yapı, özellik, işleyiş ve potansiyeli ile tanımak zorundadır. Çünkü sosyal medya yaygınlaştıkça etkileştiği alanlar da artmaktadır.
Bu alanlara bakıldığında; sosyal medya, ekonomik bağlamda; e-ticaret ve sosyal medya, reklam ve pazarlama, sosyal medya kanalları ölçüm ve değerlendirme, marka yaratımı ve yönetimi, marka itibarı, müşteri ilişkileri, tüketim ve üretim süreçleri gibi konularda görünür bir etki yaratmaktadır. Toplum bilim genelinde; sosyal medya sosyolojisi özelinde, sosyal medya kültürü, yeni sosyalleşme ortamı olarak sosyal medya, asosyalleşme, sosyal küçük gruplar (topluluklar) ve sosyal medya, sanal cemaatler, sosyal medya ve toplumsal hareketler, kamuoyunu etkilemede sosyal medya, kriz yönetimi, sosyal medya kullanım alışkanlıkları, sanal gruplar gibi alanlarda görülmektedir. Psikolojik-bireysel bağlamda ise sosyal medyanın birey üzerindeki olumlu-olumsuz etkileri, bireysel ilişkilerde sosyal medyanın rolü, bireyin kendine yabancılaşması, asosyalleşmenin bireye etkileri, bireylerin sosyal medya bağımlılıkları, kullanım alışkanlıkları gibi etki alanları bulunmaktadır. Ayrıca bu üç önemli alan dışında, halkla ilişkiler ve gazetecilikte; tanıtım ve sosyal medya, propaganda, yeni medya, e-medya, halkla ilişkiler yönetiminde sosyal medya gibi alanlarda, sosyal medya gazeteciliği olumlu, olumsuz yönleri, e-gazete gibi kavramlar ile moda ve tasarımda sosyal medya, eğitim ve öğretim süreçlerinde sosyal medya, politik söylem ve uygulamalarda sosyal medya, sağlık ve sosyal medya, vb. gibi çok sayıda yaşam alanında sosyal medya her yönü ile incelenmesi gerekmektedir.
Türkiye’de sosyal medya kullanımı kısa bir sürede artmış ve toplumsal yaşamın çeşitli alanlarında yaygın kullanılır olmuştur. Bu yaygınlaşma tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de olumlu ve olumsuz olarak değerlendirilmekte sosyal medyanın tehlikeli yönleri kadar olumlu yönlerini savunan polarlar oluşmaktadır. Bu noktada küresel yönelimlerden farklı bir durum söz konusu değildir. Ancak Türkiye bu gibi kavram ve özellikleri çok hızlı, sindirmeden ve bazen de anlamadan kullanmakta ve ortaya belki pozitif kullanıldığında çok olumlu sonuçlar verecek bir yenilik yerine karışık, kaotik, neyin ne olduğunun belli olmadığı Türk tipi sosyal medya anlayışı çıkmaktadır. Bu anlayışın sonucu olarak da sosyal medyada oluşan en ufak bir tartışma sonrası politikacılardan ortalama vatandaşa herkes kısıtlama, sansür, kapatma gibi ifadeleri rahatlıkla kullanabilmektedir.
Sonuç olarak bütün teknolojiler kullanıldıkça bizleri değiştirirler. McLuhan’ın da dediği gibi “Aletlerimize biçim veririz, ardından aletlerimiz bize biçim verir.” Bu bağlamda insanın yarattığı sosyal medya çeşitli özellikleri ile yaşamın bir parçasıdır. Endüstrisi, markaları ve kullanıcıları ile milyarca dolarlık ve milyarlarca kişinin var olduğu ortak küresel bir zemin ve iletişim dili halindedir. Bu dilin dönüştürücü gücünün iyi anlaşılması ve nitelikli kullanılması gerekmektedir ki, yaratılan güç insanoğluna şekil vermesin…