Buse Biçer
Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldum. Marmara Üniversitesi İşletme Anabilim Dalı Uluslararası İşletmecilik Bölümü’nde yüksek lisans yaptım. Lisansta “1960 – 1974 arasında Kıbrıs Sorunu” yüksek lisansta ise “Medya sektöründe yabancı yatırımlar” konularında tez yazdım. AB Genel Sekreterliği Ekonomik İşler Daire Başkanlığında yaptığım stajda, komisyon toplantılarının nasıl yürütüldüğünü deneyimledim.
Boğaziçi üniversitesinde 3 aylık eğitimin ardından Uluslararası Basın Enstitüsü Derneği’nin gazetecilik sertifikasını aldım. BBC’nin “News Story” eğitimine katıldım.
Meslek hayatıma 1999’da, öğrencilik yıllarımda, Sakarya’da, yerel bir televizyonda editör/spiker olarak başladım. Ulusal medyada Flash TV – NTV - Kanal 24’te muhabirlik deneyiminin yanı sıra Kanal 24’te haber spikerliği ve Kanal7 (Haber 7) de ekonomi ve haber programları hazırlayıp sundum.
Eylül 2009’da Habertürk TV’ye transfer oldum. Habertürk’te Piyasaların ve reel ekonominin konuşulduğu Analiz Sentez” ve “Ekonomide Görünüm” programları ile Türkiye’nin önde gelen şirket sahiplerinin ve yöneticilerinin bilgi ve deneyimlerini paylaştığı “Sektör Dosyası” isimli ekonomi programlarını hazırlayıp sundum.
2011’de Ekonomi’den, sıcak habere geçiş yaptım. Habertürk’te günün her kuşağında gelişmeleri izleyicilerle paylaştım. 15 temmuz darbe girişimi, gezi parkı eylemleri, genel ve yerel seçim yayınları gibi tarihte önemli yer tutan olayları sıcağı sıcağına izleyicilere aktardım. “Gün Başlıyor” “Güne Bakış” “Gün Ortası” “Akşam Haberleri” ile “Ana Haber Bültenlerini sundum. Enine Boyuna tartışma programında haftaya damga vuran gelişmeleri konuklarla değerlendirdim.
Aralık 2018’de Bloomberg HT’ye transfer oldum. Bir yil boyunca haftaiçi hergün 17.00 – 19.00 saatleri arasında “Kapanışa Doğru” ve “Günden Kalanlar” programlarini hazirlayip sundum. Aynı zamanda Bloomberg HT radyoda öğle kuşağında Buse’den Renkler adinda keyifli bir sohbet programı yaptim.
2020 itibariyla Stratejik Advisory Services (SAS) sirketinde stratejik iletisim ve kamu diplomasisi alaninda yonetici ortak olarak gorev yapmaktayim. Sosyal medya da ise BH Channel TV ile Pazartesi -Persembe gunleri saat 18:00 de youtube uzerinden dis politika ve ekonomi konularinda analiz programi ile izleyici ve takipcilerle bulusmaya devam ediyorum.
Akademik dünyada ise; üniversitelerde “Program Yapım ve Yönetimi” ile “Televizyon Haberciliği” derslerinde sektöre yeni gireceklere bilgi ve deneyimlerimi aktarıyorum. Öğrenci ve iş dünyasının profesyonellerine mesleki eğitimler veriyorum. Ayrıca, ulusal ve uluslararası toplantılarda moderatörlük, açılış ve galalarda sunuculuk yapıyorum.
“Sorun mu var?” diye sorduğumda, bezgin bir ifade ile “Bu meslek yapılmaz artık! Bırakacağım zaten” cevabını verdi. Şaşkın, bir o kadar da üzgün bir ifade ile “Ama daha yolun çok başındasınız” dedim. Gazetecilik mesleğine/medya sektörüne yaşamının yarısı ve daha fazlasını vermiş olanlar en çalkantılı dönemlerinde bunu söylemiş ya da kalbinden geçirmiştir belki ama bir şekilde, mesleğimizin en zor zamanlarında bile tutunacak hep bir şeylerimiz oldu değil mi? Bir haberci için en önemli şeylerden biridir vazgeçmemek… Nihayetinde gazetecilik aşkla yapılan bir şey. “O ateş kanına bir girdi mi çıkmak bilmez bir heyecan” demişti bir meslek büyüğüm zamanında. O ateşte yanmak ayrı bir şey ama o ateş ile yanmak da var tabii. Gece gündüz demeden, bazen canını hiçe sayarak hayatını işine veren kaç meslek sayabilirsiniz? Ömrünün yarısı ya da tamamına yakınını bu mesleğe adamış olan büyüklerimiz var haklarını teslim etmemiz gereken. Yılların yorgunluğu ile birlikte yıpranmışlık, dile gelince haklı bir bezginlik ortaya çıkmış olabilir onlar için ama “Bu meslek yapılmaz artık!” diyen yolun çok başındaki bir arkadaş, meslektaş olunca düşünmeden edemiyor insan. Bu bezginliğinin sebebi ne? Her şeyi hızlı ve kolay elde etme istekleri ya da pişmeden sahaya sürülen gençlerin ucuz ve kolay iş gücü haline geldikleri için olabilir mi? Suçlamadan anlamaya çalışmak için soruyorum bu soruları. Mesleğimizin her geçen gün bir yere savrulduğu doğru ama içinde bulunulan durumdan yakınmak en kolayıdır her zaman. Kolaycı olmayalım. Geçmişi özlemenin şimdiye ve geleceğe faydası da yok. Değerli olan tecrübe ve birikimi aktarabilmektir. Son zamanlarda sanki daha bir arttı mesleğimizle ilgili serzeniş-ler. Hele ki gençler… Haksız da değiller belki… Bu serzenişlerin sektörümüze bir katkı sağladığını görmedim. Gidenler gitti, kalan sağlar bizimdir. Dün nasıl var olduysa bugün de yarında var olacak mesleğimiz. Değişimlere ayak uydurarak, hatta evrim geçirerek yolunda devam edecek ve etmeli de. Bu yüzden genç arkadaşların bu çığlıklarına da kulak vermeli. Bu sesler bana “Gençlerimizin meslek duayenlerinden alacakları mentörlüklere ihtiyacı var” dedirtiyor. Küresel Gazeteciler Konseyi bünyesinde başlattığımız ve bu yıl da yine devam edecek olan “Küresel Medya Okulu”muz gibi saygın ve değerli projeler mesleğe yeni başlamış ya da başlamak isteyen gençler için pusula niteliğinde. Birilerinin hayatına dokunabilmek adına böyle projelerle ne kadar çok gence ulaşabilirsek meslek ateşine sönmeden bir odun daha atmış oluruz. Daha nice projelere diyelim…