Terzi, gerçekten kendi söküğünü dikemez mi?
Çinliler adını koyamadıkları olaylar yaşadıklarında ya da birilerine çok kızdıklarında tepkilerini göstermek için “Tuhaf zamanlarda yaşayasın” derlermiş. Başka sektörleri bilmiyorum ama medya sektörünün tepeden tırnağa “tuhaf zamanlar” yaşadığı kesin. Lafı hiç dolandırmayacağım. Hep başkalarının sorunlarını dile getiren, çözüm için çalışıp çareler üretmeye gayret eden medya çalışanları; söküğünü dikemeyen terzilere döndüler. Baş döndürücü bir hızla gelişen teknolojiyle yine aynı hızla değişen yaşam biçimi medyayı beklediğimizden/düşündüğümüzden daha çok etkiledi. Yalnızca yazılı basın dediğimiz gazete ve dergiler değil, fark etmemiş gibi davranıyoruz ama televizyonlar da eski gücünde değil. Sosyal medya, ona kayıtsız kalanı yok edecek bir güce dönüştü. Bütün bu değişim/gelişime medya çalışanları da sahipleri de yöneticileri de doğru tepki veremedi. Sosyal medya karşısında mücadele etmenin temel koşulu nitelikli elemanlara sahip olmaktı. Ancak, sadece maddi değil düşünsel /manevi anlamda da yaşanan erozyon nispeten daha nitelikli /donanımlı gençlerin medyadan hızla kopmasına neden oldu. Maalesef gelinen noktada medya çalışanları büyük maddi sorunlarla boğuşuyor. Çalışanların çok büyük bölümü hak ettiğinin çok altında ücretler aldığına inanıyor. Sadece ücret anlamında değil sosyal haklar anlamında da aldıklarını yeterli görmüyor. Sanırım medya emekçileri/çalışanları hakları için yeterince mücadele edilmediği konusunda hemfikir. Umarım hemen her konuda fikir üreten, çözüm bulmaya çalışan gazeteciler, sektör için de harekete geçmeye karar verirler. Nitelikli medya çalışanlarının artması için cazip maddi koşullarının oluşması ve kendilerini güvende hissedecekleri sosyal haklarının verilmesi gerektiğini kabullenirler. Belki BÖYLECE durum değişir, terzi söküğünü diker duruma gelir.
Bülent Çöltekin- KGK Yaygın Medya Meclis Üyesi