“ANA AKIM MEDYAYA GÜVEN AZALDI”

29.01.2024
Yaklaşık çeyrek asırdır gazeteci, gezi yazarı, konuşmacı, yaşam/liderlik koçu, stratejik iletişim danışmanı olan Aynur, şu anda Hürriyet ve Dünya gazeteleri için özel haber, yorum ve mülakatlar üretiyor. Boris Johnson'dan Nicolas Sarkozy'ye, Tayyip Erdoğan'dan Angela Merkel'e, Roger Federer'den İlham Aliyev'e, Melinda Gates'ten Jens Stoltenberg'e uzanan liderlerle röportajlar yaptı. Uluslararası gazetecilik kariyerine 2008 yılında Londra'da Doğan Haber Ajansı'nda başladı, devam ettiriyor. Bloomberg, ITV ve BBC'ye katkı sağlıyor. Küresel Gazeteciler Konseyi'nin kurucu üyesi ve Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapıyor. UNESCO'nun dünya mirası projelerine stratejik danışmanlık sağlıyor. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV Bölümü mezunu. Yüksek lisansını İngiltere'de multimedya alanında yaptı. San Francisco'daki dünyanın en prestijli kişisel dönüşüm kurumu olan Coaching Training Institution'da liderlik eğitimine kabul edilen tek Türk gazeteci. London Drama School of Performing Arts College'da "Etkili Konuşma Teknikleri" eğitim programını tamamladı. St George's College'dan "İngilizce Öğretmenliği Sertifikası" aldı. Aynı zamanda sürekli basın kartı sahibi ve İngiliz 'Ulusal Gazeteciler Derneği' üyesi. Aydın Doğan Vakfı İletişim Yarışması'nda “En İyi Haber, En İyi Program, En İyi Haber Araştırması” kategorilerinde birincilik kazandı. Geniş kitleye sahip bir sosyal medya fenomeni. Sık sık yerel ve uluslararası konferanslarda konuşuyor. "Türkçe-İngilizce Haber Çeviri Teknikleri" adlı kitabı, gazetecilik okullarında referans olarak kullanılıyor. Kişisel gelişim ve liderlik konusundaki yıllara dayanan deneyim ve birikimini yansıtan yeni kitabı "Hayattan Daha Fazlasını İste" 2022 yılında Destek Yayınları'ndan çıktı. Urla/İzmir'de kurduğu Habibe Hanım Çiftliği'nde organik zeytinyağı üretiyor. “Hayat bir yolculuktur” felsefesini günlük yaşamına uyguluyor. Fiji'de dalış, Avusturya'da kayak, Alaçatı'da sörf, San Francisco'da tenis, İngiltere'de yelken, Nice'de Fransız mutfağı gibi uçaktan indiği her yerde ömür boyu sürecek hobiler edindi; bunları şimdi tatbik ediyor. Aynur Tattersall A journalist, travel writer, speaker, life/leadership coach and strategic communications consultant for nearly a quarter of a century, Aynur currently produces special news, comments and interviews for Hürriyet and Dünya newspapers. She interviewed leaders ranging from Boris Johnson to Nicolas Sarkozy, from Tayyip Erdogan to Angela Merkel, from Roger Federer to Ilham Aliyev, from Melinda Gates to Jens Stoltenberg. Aynur started her international journalism career at Doğan News Agency in London in 2008. She has contributed to Bloomberg, İTV and BBC. She is a founding member and Deputy Secretary General of the Global Council of Journalists. She provides strategic consultancy to UNESCO's world heritage projects. She is a graduate of Ege University, Faculty of Communication, Department of Radio-TV. She did her master's degree in multimedia in England. Aynur is the only Turkish journalist accepted for leadership training at the Coaching Training Institution, the world's most prestigious personal transformation institution in San Francisco. She completed the "Effective Speaking Techniques" training program at London Drama School of Performing Arts College. She received an "English Teaching Certificate" from St George's College. A permanent press card holder and a member of the British 'National Journalists' Association', Aynur won the top awards in the "Best News, Best Program, Best News Research" categories at the Aydın Doğan Foundation Communication Competition. A social media phenomenon with a large audience, she frequently speaks at local and international conferences. Her book "Turkish-English News Translation Techniques" is used as a reference in journalism schools. Aynur's new book "Ask More From Life", reflecting her years of experience and knowledge in personal development and leadership, was published by Destek Publications in 2022. She produces organic olive oil at the Habibe Hanım Farm she founded in Urla/İzmir. Aynur applies the philosophy of “Life is a journey” to her daily life. She took up life-long hobbies wherever he got off the plane, such as diving in Fiji, skiing in Austria, surfing in Alaçatı, tennis in San Francisco, sailing in England, and French cuisine in Nice, and now she practices them.

Gazeteciliğin en  sevdiğim tarafı eğer masabaşı gazeteciliği yapmıyorsan sunduğu sayısız seyahat imkanı ve bu sayede hiç durmadan  yeni şeyler öğrenip öğrendiklerini de binlerce kişi ile paylaşma imkanın olması. Seyahatler sayesinde başka koşullar altında tanışamayacağın özgün insanlar ile tanışmak, yeni coğrafyalar, kültürler ve mekanlar keşfetmek işin en heyecanlı tarafı. Geçen ay ikinci defa gittiğim Fas’ın Akdeniz’i Atlantik Okyanusu ve Avrupa’ya bağlayan Tanger kentinde “İslam Dünyası ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Jeopolitaka Ötesi İlişkileri” ve önümüzdeki on yılda dünyayı bekleyen yeni krizler üzerine düzenlenmiş uluslarası bir toplantıda moderatörlük yaptım. Yine Fas’ın Marakeş şehrinde bir ay aralıkla düzenlenen Kral Muhammed’in ev sahipliğinde “Atlantik Dialogues” tarafından gerçekleştirilen “Daha İddialı bir Atlantik, Dünya için Ne İfade Ediyor? “ konulu toplantıda  onlarca siyasetçi, işadamı ve akademisyenle konuşma şansı buldum.

Fas’ta benim yönettiğim oturumda çok değerli konuklar vardı; iABD üst düzey yöneticisi Asha Castleberry Hernandez, Uluslararası İnsan Hakları Uzmanı Ramadan Abujazar, Simpson Düşünce Kuruluşu’nun eski başkanı Ellen Laipson, American Foreign Policy Centre Başkanı İlan Berman ve dünyaca ünlü gazeteci Mouafac Harb, Uluslararası Hukuk Danışmanı Faslı Omar Mahmoud sorularıma yanıt verdiler. Ben gazeteci olarak konuklar arasında tecrübeli bir muhabirle karşılaşınca Gazze olaylarında yitirdiğimiz meslektaşlarımızı hatırlatarak, bu gibi çatışma ortamlarında yanlış anlaşılma ve önyargının çok olduğu anlaşmazlık durumlarında medyanın rolünü sordum.

7 Ekim’den bu yana devam eden İsrail’in Gazze’ye saldırıları, medyanın çatışmada kilit bir rol oynamasına neden oldu. Bazı medya kuruluşlarının, belirli bir bakış açısını savunmak için mesleki standartları terk ettiğine dair suçlamaların olduğu bu ortamda uzmanlar birçok konuda ikiye ayrıldılar.

Yayın konusunda denge ve doğruluk standartlarına uymanın önemi anlatılırken aynı zamanda savaşlarda ve krizlerde bunun ne kadar zor olduğunu vurgulandı.

Gerçekten de, Arap ve Batı medyasının Gazze Savaşı’na nasıl tepki verdiğini gösteren birçok olay yaşandı. Genel olarak, Batı medyası yayınlarını Hamas’ı kınama üzerine yoğunlaştırdı.

Ortadoğu konusunda uzman Lübnanlı gazeteci Mouafac, sorumu yanıtlarken özellikle sosyal medya kirliliğine dikkati çekti.

“Hükümet Ve İstihbarat Birimleri Sosyal Medyada Bilgi Yaymak İçin Daha Fazla Para Harcıyor”

Mouafac, bazı medya kuruluşlarının performansını eleştirerek “Ne yazık ki, birçok medya kanalı ve sosyal medya platformu, kamuoyunu yanıltan ve yanlış yönlendiren haberler yayıyor. Bazı medya kuruluşları, taraflardan birine karşı taraflı haberler ve görüntüler yayınlıyor. Bunların bir kısmı taraflı kaynaklardan bilgi almaktan ya da haberin doğruluğunu araştırmamaktan kaynaklanıyor. Batı’daki bazı haber kanallarının bu rolü gerçeği çarpıtıyor ve medyanın kamuoyuna dürüst ve tarafsız bir şekilde haber ulaştırması rolünü yansıtmıyor. Bazı Batılı medya kuruluşları, bu yanıltıcı ve taraflı tutumları nedeniyle itibarlarını kaybetti” ifadelerini kullandı.

Medya organlarının doğru bilgileri yaymak ve anlaşmazlıkları haber yapmak için harcadığı paradan çok daha fazla parayı sosyal medya içerikleri hazırlamak ve yaymak için kullanıldığını ifade eden Mouafac, “Konuşma özgürlüğüne inanan biriyim. Sosyal medyadaki yalanlar yüzünden büyük bir kirlilik yaşanıyor. Halkı bir şekilde bu yanlış ve yalan bilgilerden korumamız gerekiyor. Yapay zeka ve sosyal medya esnek olan ve daha az kısıtlayıcı kurallar nedeniyle halkı çok yanlış bilgilendiriliyor. Ne yazık ki kamuoyunun büyük bir kısmı görüşlerini sosyal medyadan aldığı bilgilerle şekillendiriyor. Özellikle genç jenerasyon sadece sosyal medyadan bilgi ediniyor. Ana akım medya bu konuda çok muzdarip oldu. Ortada bir kriz var ve  bu kamuoyu ile ana akım medya arasındaki güven kurulması için çaba sarfetmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Güven Ama Doğrula,  Dinle Ama Bilgiyi Güvenilir Bir Kaynaktan Doğrulamaya Çalış”

Salondaki konukların büyük dikkatle dinlediği Mouafac, Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırmaya da dikkat çekti. Amerika’da son yapılan kamuoyu yoklamasında halkın ana akım medyaya güvenlerinin geçmişle karşılaştırıldığında çok daha az olduğunu gösterdiğini belirten Mouafac, “Buradaki önemli cevaplanması gereken sorun; “Kamuoyu nereye gidecek, hangi kaynağa başvuracak? İnsanın doğası gereği bizler konformistiz ve inandığımız şeyi doğrulatmak isteriz. Doğruyu görmeyi değil.

İnsanların herhangi bir konuda görüşlerini nasıl şekillendirdiği konusunda net bir cevabımız yok” diyerek, “Neye güveneceğimizi bilmiyoruz. Bazen bir konuda bir şey duyuyorum ve bunu doğrulatmak istiyorum. Ama doğru kaynağa ulaşmak çok zor oluyor. Ve medya takipçileri  ile ana akım medya arasındaki güvensizlik artıyor.” dedi.

Evet, toplantıdan kısa notlarım bunlar ama İslam Dünyası ve Amerika ilişkileri konusunda daha anlatacaklarım var. Başka bir yazılarda edindiğim bilgi ve değerlendirmeleri ayrıca paylaşacağım.