Pandemide yeni dönem gazetecilik

24.01.2021

Hayati Arıgan – Sözcü Gazetesi / KGK Yaygın Medya Meclis Üyesi

Gazeteciler, tıpkı sağlık çalışanları gibi, pandeminin tam ortasına düştü. Deprem, savaş, afet gibi olaylarda canını hiçe sayan gazeteciler, hepimizin ilk defa karşılaştığı pandemiye karşı da pozisyon aldı. “Gazetecilik mi insan sağlığı mı?” diye sorduğumuzda birçok meslektaşımız canını dişine takarak gazeteciliği yeğleyerek kamuoyunu doğru bilgilendirmeye çalışıyor.

Bu süreçte gazetecilerin çalışma sistemleri değişti. Gazete ve internet siteleri çok kısa bir süre içerisinde evden çalışma modeline geçerken adliye, polis, siyasi takip, TV ve ajans muhabirleri ise sahada olmak zorunda kaldı. Televizyon kanalları konuk yarışına girerken, yayınlar gereği çalışanlara kanal binalarına gitmek zorunda kaldı. Covid-19’a yakalanan gazetecilerin büyük bir bölümünü televizyon kanallarında çalışanlar oluşturdu.

Evde çalışanlar ise uzaktan da olsa sahayı yakalamaya çalıştı. Nöbetleşe gazetecilik dönemi başladı. Yüz yüze röportajlar sanal röportaja dönüştü. Resmi kaynaklara ulaşmakta zaten zorlanan gazeteciler bu süreçte bilgi alma konusunda daha da zorlandı.  Sahada çalışan muhabirler, virüsü ailelerine bulaştırma korkusu, stres ve kaygı ile haber yapmaya devam etti.

GİZLİ SANSÜR

Pandemi döneminde ülkemizde en önemli haber kaynakları, Sağlık Bakanlığı, sağlıkçılar ve sağlık meslek odaları oldu. Sağlık Bakanının günlük basın toplantıları dışında, Türk Tabipler Birliği(TTB) ve hekim birlikleri alternatif bilgi üretemedi. Türk halkı bazı profesörleri her gün dinleyerek adını ezberledi. Pandemi ile gazeteciler, sansür konusunda çok önemli bir uygulama ile karşılaşmadı. Çünkü baştan itibaren verilen rakamlar sansürlenerek veriliyordu. İlerleyen dönemlerde TTB’nin araştırma ve açıklamaları pandeminin ciddiyetini gözler önüne serilmesini sağladı. Sağlık Bakanı vaka ve hasta sayısı ile ilgili gerçek rakamlar konusunda açıklama yapmak durumunda kaldı.

GAZETECİLERİN HAK KAYIPLARI

Salgın sürecinde yüksek miktarda medya çalışanı hak kaybına uğradı. Bazı kurumlar kısa çalışma ödeneği alarak çalışanlarına tam mesai yaptırdı. 212’ye tabi gazetecilerin, prim gün sayısı 15’e düştü. Emeklilik ve yıpranma hakları sekteye uğramış oldu. Bazı kurumlar evden çalışanlar için haftalık izinler kaldırırken, mesai mefhumu denen bir şey kalmadı. Evde ve kısa çalışma ödeneği alan gazetecilerin yemek çekleri ve yol paraları yatırılmadı.

EN ÇOK YEREL BASIN ETKİLENDİ

Pandemi sürecinde ulusal haberin asıl kaynağı olan yerel kaynaklar ve yerelde görev yapan gazeteciler en büyük zararı gördü. Yerel gazetelere kapanma noktasına geldi. Devletin medya kuruluşlarına, kısa çalışma ödeneği gibi seçenekleri medya için yeterli olamadı. Gazetelerin toplam tirajlarında %25’e yakın düşüş yaşanırken, haber sitelerinin trafik artışlarında ciddi yükselmeler oldu. Ancak yazılı, görsel ve dijital medyanın reklam gelirinde ciddi düşüş yaşandı.

BU SÜREÇ GAZETECİLİĞİN YENİ NORMALİ Mİ OLUR MU?

Hükümete yakın medya ve ana akım medya pandemide okuyucu ve izleyici gözünde düşüşünü sürdürürken, bağımsız medya da istediği yükselişi sağlayamadı. Pandemiyle birlikte gazeteciliğin pratiklerinde yaşanan değişikliklerin mesleğin “Yeni Normal” i mi olacak sorusunu akla getirirken, gazeteciğin evde oturulacak yapılamayacağı kanaatindeyim.