Amerika Amerika dedikleri

24.01.2021

İrfan Sapmaz – KGK Washington DC Temsilcisi

 

Tarihler 01.01.2020’yi gösterdiğinde uçak biletimi alıp ABD’nin başkenti Washington DC’ye geldim. Hem tarih güzel olsun, hem de uçak bileti ucuz olsun diyerek soluğu Amerika’da aldım.

 

Aslında Amerika hayalim bundan yaklaşık 35 yıl önce başlamıştı. Hep kafamda en az 5 sene dünyanın siyasi, askeri, ekonomik gücü konumundaki Washington DC’den bir gazeteci olarak dünyayı gözlemlemek vardı. İngilizce öğrenir, eğitimimi sürdürür ve daha sonra Moskova, Asya, Uzak doğu bölgelerinde bir ülke, Orta Doğu’da Mısır’ın Başkenti Kahire’ye de en az 5’er sene giderek dünyayı gazeteci gözü ile takip ederim diyordum.

 

Ama nasipte en son Amerika’ya gelmek varmış. Önce Pakistan, Afganistan, ardından Azerbaycan Kafkaslar, daha sonra Suudi Arabistan Cidde geldi. Yani sizin yaptığınız programın aslında bir önemi yok. Hayatım boyunca bunu hep yaşadım.

 

Meslekte 37 yılı geride bırakırken bu kez Washington DC’de sakin bir hayat yaşayarak Akademik kariyerimi tamamlayayım ve yaşamımı ailem ile birlikte Amerika’da sürdüreyim diyerek “Amerika Amerika” dedikleri topraklara adım atmak nasip oldu.

 

Ancak sakin bir yaşam hayali yerine geldiğimin 2. Ayında Covid-19, ve ardından George Floyd olayları patladı. George Floyd olaylarında Amerika’da Siyah-Beyaz çatışmalarının ne demek olduğunu anlama fırsatı buldum. Covid-19 ile de Amerika’da sağlık sisteminin ne kadar zayıf olduğuna şahit oldum.

 

Bir tarafta Amerika’yı sokaktaki insanlar ile tanımaya çalışırken, Akademik düzeyde de BAU (Bay Atlantic University) de sürdürdüğüm MBA yüksek lisansında ülkenin politik, ekonomik, askeri ve kültürel dinamiklerini de derslerde ve Profesörler ile tartışarak öğrenme çabası içerisine girdim. Nasip olursa PHD (Doktora) eğitimimi de inşallah Amerika’da tamamlayarak Amerika’da bir üniversitede deneyim ve tecrübelerimi öğrencilerime anlatmak istiyorum.

 

Bir savaş muhabiri ve uluslararası gazeteci olarak oldukça çok büyük deneyimlere, olaylara ve savaşlara şahitlik ettim. Şimdi baktığım zaman aslında en son Amerika’ya gelmekle gayet iyi yapmışım. Bu ülkede insanın deneyimlerine, mesleki tecrübelerine çok büyük saygı olduğunu gördüm.

 

Ancak maalesef Türkiye’de bunun hiçbir öneminin olmadığını, sadece parti yandaşlığı ile medyada bir yerlere gelebildiğinizi görünce oldukça üzüldüm. Siyasi partilerin desteğinde gazeteler, televizyonlar ve medya kuruluşları meslektaşlarımı adeta çıkılmaz bir sokağa sürükledi. Bu oldukça üzücü…

 

Peki Amerika’da medyanın durumu nedir? Kim ne derse desin Amerika’da medyada insanlar rahat bir şekilde tartışabiliyor, fikirlerini söyleyebiliyorlar. Burada taraflılık yok mu? Tabii ki var. FOX Donald Trump’ı desteklerken, ana akım medyanın büyük bir bölümü de 20 Ocak’ta ABD Başkanlık görevini teslim alacak olan Joe Biden’ı destekledi.

 

Her gün Amerikan medyasını mümkün olduğu kadar takip etmeye çalışıyorum. Özellikle ülkenin büyük televizyonlarını sürekli olarak takip ediyorum. Gazeteleri ise internet siteleri üzerinden takip ederek Gazetecilik mesleğinin durduğu yeri tespit etmeye çaba gösteriyorum.

 

George Floyd olayları sırasında Beyaz Saray’ın önünden saatlerce kendi sosyal medya ve çeşitli Türkiye televizyonlarına bağlanırken ilginç gözlemlerim oldu. Hemen karşımızdaki ABD Başkanı Trump’a her türlü eleştiriyi yapan ve hatta küfürler eden, bu küfürlü yazıları Beyaz Saray’ı çevreleyen binaların duvarlarında, Lafeyette parkının tel örgülerinin üzerinde görmek beni gerçekten şaşırttı. Hele hele polislerin, ulusal muhafız askerlerinin hemen burnunun dibinde gözlerinin içine baka baka küfürler edilmesini ve bunlarında büyük bir sabırla kendilerine el ile dokunulmadığı sürece hiçbir müdahalede bulunmamalarını yine hayretle izledim.

 

Burada şunu anladım, sabır halka değil Devlet Başkanlarına, Liderlere ve hükümetleri yönetenlere düşüyor.

 

Yine şunu anladım ki 234 yıllık Amerika’nın bugün dünyanın en güçlü ülkelerinden birisi haline gelmesinin arkasındaki sır, çalışmak, çalışmak hem de çok çalışmak.

Bin yıllık Türk tarihine bakınca Türkiye adına daha da çok üzüldüm.