Ankara Anlaşmalı Gazeteciler
ANKARA ANLAŞMALI GAZETECİLER…
Ankara Antlaşması vizesi, Avrupa Birliği ile iş birliği anlaşması bulunan ülkelerin vatandaşlarına Birleşik Krallık’ta kendi işini kurmak ve vergi mükellefi olmak koşuluyla oturum izni verilmesini sağlayan bir vize türü.
Birleşik Krallık uzun yıllar bu anlaşma kapsamında binlerce Türk vatandaşına oturum izni verdi.
Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı alması, bu kapsamda yapılacak vize başvurularının da sona erdiği anlamına geliyor.
Bu nedenle Brexit öncesi dönemde Ankara Antlaşması vizesi için yapılan başvurularda büyük bir artış yaşandı.
Medya sektörü de dâhil olmak üzere hemen her sektörden binlerce Türk vatandaşı kendi işini kurmak için Birleşik Krallık’a geldi.
Bu vize, göçmenlere Birleşik Krallık’ta iş kurma zorunluluğu, yani bir kurumda çalışan olmayı değil kendi işinizin sahibi olmayı zorunlu kılıyor.
Çoğu gazeteci göçmenler bunların arasında yer alıyor.
Medya sektöründe yer alan bu gazeteciler gelir kaynaklarını çeşitlendirmek için prodüksiyon, dijital pazarlama ve sosyal medya yönetimi gibi işler de yapıyor.
Haber içerikleri de yine çoğunlukla dijital platformlar üzerinden servis ediliyor.
Mesleğin uzun zaman haber merkezi odaklı olması gelişen rutinlerin, teamüllerin, kuralların bir bütünü olarak haber yapılması alışılageldik bilinirken, şimdilerde gazeteciliğin dijital platforma evrildiğinin başka bir boyutu…
Haber başlıkları, konu içerikleri genellikle Birleşik Krallık’ta yaşayan Türklerin ilgisini çeken yayınlar yapmaya odaklı ve bu haberleri servis etmek başlı başına BK’da yaşanan ve Türk topluluğunu ilgilendiren haberleri oluşturuyor.
Ne var ki deneyimlediğimiz her teknolojik, politik ve sosyal değişim, gazeteci olarak meslekle ilişkilerimiz hem de çalışma ortam ve koşullarımızı dönüştürmektedir. Bu durum, alışkanlıklarımızı da derinden etkilemektedir.
Dolayısıyla günümüz medya ekosisteminde gazetecilik kültürü çok katmanlı, melez ve karmaşık bir hale gelmiştir.
Gazeteciliği bu bağlamda çoklu ulusların yer aldığı Birleşik Krallık’ta sürdürmek, gelenekselden dijitale doğru evrilmek mesleğimizi icra etmenin farklı biçimlerine odaklanmak olduğu söylenebilir.
Geleneksel gazeteci olarak hiyerarşik haber merkezi yapılanmasına alıştığımız mesleğimizin bu dönemde yerini heterarşik yani iç içe geçen, yarı kurumsal ve aynı zamanda bireylerin öne çıktığı, takipçilerin müdahalesine olanak tanıyan, haberin üretimine ve dağıtımına hatta paylaşımına odaklı ağlaşmış bir yapıya dönüştüğünün farkındayız ya da ‘içinde bulunduğumuz sistem bizleri bu sürece entegre etti’ de diyebiliriz.
Ankara anlaşmalı gazeteciler olarak küresel dönüşümde finansman kaynağının okurdan reklam verene kaymasına şahit olduğumuz gibi, üretilen haber, köşe yazısı, PR ve benzeri içeriklerde kamu yararından ziyade, serbest pazarın arz-talep ilişkisine hizmet etmeye dönüştüğümüzün farkındayız.
Birleşik Krallık veya Avrupa’da yaşayan gazeteciler olarak, İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın talepleri doğrultusunda habercilik alanında bir medya şirketi kurarak veya sosyal medya uygulamaları ile Web portallarında haberlerimizi yayınlayarak mesleğimizi sürdürmeye çalışıyoruz.
Aslında hiçte özgür değiliz, “Davulun sesi uzaktan hoş gelir!” dedikleri bu olsa gerek.
Hülya Özkoyuncu
Dış Medya Meclis Sekreteri