Ferhat Yıldırım Kimdir?
Ferhat Yıldırım, 1973 yılında İstanbul’da doğmuş, medya ve iletişim alanında önemli projelere imza atmış bir gazeteci, yazar ve iletişim uzmanıdır. Kariyerine, Has Bilgi Birikim ve Yayıncılık A.Ş. bünyesinde kurulan HBB TV’nin kuruluş aşamasında görev alarak başlamıştır. İhlas Holding’e bağlı Türkiye Gazetesi’nin de içinde olduğu İstanbul Sur içi Bölge Ekibinde de aktif görev almıştır.
Ülkemizde bölücü terör örgütünün eylemlerini arttırdığı bir dönemde üniversite eğitimini yarıda bırakma kararını arkadaşlarıyla alan Yıldırım, tecilini bozarak askerlik görevini ifa etmiştir. Görevde olduğu sürece birçok arkadaşının vatan uğruna gazi ve şehadetlerine tanık olmuş biri olarak askerlik sonrası eğitim hayatına mihenk olacak vatani değerleri önemseyen bir yaklaşımla mesleğine nakşetmiştir.
Bu değerler bütünüyle sürekli eğitimi önemseyen ve kişisel gelişimden ziyade toplumsal gelişimi önceleyen bir bakış açısıyla 4 lisans ve 3 yüksek lisans mezuniyetine sahip olmuş ve halen eğitim hayatını sürdürürken, eğitmenliğini de devam ettirmektedir.
Başlıca eğitim disiplinleri;
1)Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Küresel Güvenlik ve Uluslararası Politika Çalışmaları Yüksek Lisansı: Eğitimini, “AB’nin EUNAVFOR MED IRINI Entegrasyonu ve Misyonu” başlıklı teziyle tamamlamıştır.
2)Ankara Üniversitesi Gazetecilik Ana Bilim Dalı Gazetecilik Yüksek Lisansı: “Türkiye’de Gazetecilik Meslek Örgütleri ve Gazetecilerin Temsili” başlıklı teziyle başarıyla tamamlamıştır.
3)Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilgiler Eğitimi Yüksek Lisansı: Eğitimini, “Türklerde Hakimiyet Telakkisi ve Osmanlı’da Kardeş Katli Meselesi” başlıklı teziyle tamamlamış, bu süreçte Prof. Dr. Selim Hilmi Özkan’dan danışmanlık almıştır.
4)İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü: Yaşamsal pratiğin felsefe otoritelerince sıhhatli bir temasının olmaması nedeniyle toplumsal gayeleri geciktirici bir hal almış olduğu düşüncesiyle hakikat arayışını topluma geçmişten ya da küflü sayfalardan değil bizatihi içinden temas etmenin doğru olacağını düşünerek 2. Sınıfın sonlarına doğru terk etmiştir.
5) Ferhat Yıldırım, İstanbul Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve Dumlupınar Üniversitesi Mezunlar Derneği üyesidir.
Uzmanlığı ile aldığı görevler;
1) Organ Doku ve Hücre Nakli Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Denetleme Kurulu Başkanı
2) ODHND Medya ve İletişim Komitesi Başkanı
3) Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi
4) Basın Konseyi Üyesi
5) Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Ulusal Medya Başkan Yardımcısı
6) Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) Üyesi ve IFJ Kartı Sahibi
Ayrıca, 2009 yılından bu yana Adalet Bakanlığı’na bağlı olarak Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, Bakırköy Soruşturma Savcılığı, Sulh Hukuk Mahkemeleri ve İstanbul Başsavcılığı gibi farklı birimlerde gazeteci ve yayıncı bilirkişi olarak görev yapmaktadır.
Kamu Diplomasisi ve Dezenformasyonla Mücadele;
Ferhat Yıldırım, gazetecilerin kamu diplomasisi görevine vurgu yaparak, bu kapsamda dünya genelindeki meslektaşlarıyla aktif iş birliği yürütmektedir. İletişim Başkanlığı, Türk Devlet Teşkilatı, Yurt Dışı Türkler ve Akrabalar Topluluğu, Küresel Gazeteciler Konseyi ve Dışişleri Bakanlığı’nın misyonlarına destek vermiştir. Gazetecilerin kamu diplomasisi görevini, “bir ülkenin gazetecilerinin diğer ülke gazetecilerini kendi değerleri ve düşünceleriyle etkileme çalışmaları” olarak tanımlayan tezini hazırlayarak literatüre önemli bir katkı sunmuştur.
Yayıncılık ve Medya Çalışmaları;
Ferhat Yıldırım, Ogün Gazetesi ve Enerji Dünyası Medya Grubu gibi medya platformlarının kurucusudur. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Şeref Basın Kartı sahibidir.
Ferhat Yıldırım, gazetecilik, eğitim ve iletişim alanında geniş bilgi birikimi, akademik çalışmalar ve uluslararası medya ilişkileriyle istikrarlı ve emektar bir isimdir. Önce vatan idealiyle hem gazetecilik hem de akademik alanda güçlü bir kariyer inşa etmiştir.
Bazı Akademik Çalışmaları;
Ferhat Yıldırım, akademik çalışmalarıyla iletişim, tarih ve kamu diplomasisi alanlarına önemli katkılarda bulunmuş bir akademisyen ve gazetecidir. Çeşitli yüksek lisans programlarında hazırladığı tezler ve makalelerle disiplinler arası bir perspektif sunmaktadır. İşte Ferhat Yıldırım’ın dikkat çeken bazı akademik çalışmaları:
1) “AB’nin EUNAVFOR MED IRINI Entegrasyonu ve Misyonu”
Ferhat Yıldırım, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Küresel Güvenlik ve Uluslararası Politika Çalışmaları Yüksek Lisans Programı kapsamında bu tezi hazırlamıştır. Çalışma, Avrupa Birliği’nin deniz operasyonları ve entegrasyon süreçleri üzerine kapsamlı bir analiz sunmaktadır.
2) “Türkiye’de Gazetecilik Meslek Örgütleri ve Gazetecilerin Temsili”
Bu tez, Ankara Üniversitesi Gazetecilik Ana Bilim Dalı Gazetecilik Yüksek Lisansı kapsamında tamamlanmıştır. Türkiye’de gazetecilik meslek örgütlerinin rolü ve gazetecilerin temsil mekanizmalarını ele alan bu çalışma, gazetecilik mesleğinin kurumsallaşmasına dair önemli çıkarımlar içermektedir.
3) “Türklerde Hakimiyet Telakkisi ve Osmanlı’da Kardeş Katli Meselesi”
Ferhat Yıldırım, Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilgiler Eğitimi Yüksek Lisansı çerçevesinde bu tezi hazırlamıştır. Çalışma, Türk devlet geleneğindeki hakimiyet anlayışını ve Osmanlı İmparatorluğu’nda kardeş katli meselesini tarihsel ve kültürel bağlamda irdelemektedir. Bu süreçte Prof. Dr. Selim Hilmi Özkan’ın danışmanlığından faydalanmıştır.
4) “Küreselleşme Sürecinde İnsan Hakları” (İnsan Hakları Dergisi, 2021)
Küreselleşmenin insan haklarına etkilerini ele alan kapsamlı bir çalışma.
5) “Türkiye’de Devlet Geleneği ve İç Tehditler”
Türkiye’nin tarihsel devlet geleneği ve iç güvenlik tehditlerini analiz eden bir makale.
6) “Türklerde Hakimiyet Telakkisi ve Osmanlı’da Kardeş Katli Meselesi”
Tezinden türetilmiş, Osmanlı siyasi kültürüne dair ayrıntılı bir değerlendirme.
7) “Covid-19 Pandemisinin Küresel Dünyaya Etkileri”
Dünya Sağlık Örgütü, BM, WTO, UNICEF, UNESCO ve diğer uluslararası kuruluşların verilerini kullanarak pandeminin ekonomik, sosyal, çevresel ve siyasal etkilerini karşılaştırmalı analiz, vaka çalışmaları ve istatistiksel yöntemlerle incelemiş ve değerlendirme yapmıştır.
8) “Kamu Diplomasisi ve AK Parti Dönemi Türk Dış Politikası”
Türkiye’nin dış politika yaklaşımlarını kamu diplomasisi perspektifinden ele alan bir analiz.
9) “İletişim ve Etik”
İletişim alanında etik anlayışını sorgulayan akademik bir çalışma.
10) “Gazetecilerin Kamu Diplomasi”
Kamu diplomasisi üzerine hazırladığı tez ve makalelerle literatüre önemli katkılar sunmuş, gazetecilerin uluslararası platformlardaki misyonunu yeniden tanımlamıştır.
11) “Yeni Medya ve İletişim”
Yeni medya ve dezenformasyonla mücadele üzerine çalışmaları, günümüz dijital çağının dinamiklerini anlamaya yönelik değerli içgörüler sağlamaktadır.
Ferhat Yıldırım’ın akademik çalışmaları, tarihsel, kültürel ve güncel sorunlara kendine özgün yaklaşımıyla hem akademik hem de profesyonel çevrelerde ilgi görmektedir. Tezleri, makaleleri ve araştırma haberleriyle, gazetecilik ve iletişim alanında teorik bilgiyi pratiğe döken bir perspektif geliştirmiştir. Bu yaklaşımıyla literatüre de katkı sağlayan Yıldırım, evli ve 3 çocuk babasıdır.
Dünya kurulduğundan bu yana insanoğlu bilginin peşinden koşmuş ve ilerleyen zamanlarda
ise dünyada gelişen olaylar hakkında doğru haberlere ulaşmak için büyük çabalar harcamıştır.
Yalan haberlerin medya aracılığıyla maksatlı şekilde yayınlanması toplumları tehdit ederken,
tarafsız ve doğru şekilde servis edilen haberler ise insanlığa huzur ve mutluluk getirmiştir.
Gazetecilikte tarafsızlık ilkesi, bir yandan ahlaki diğer yandan ise eylemsel bir içeriğe sahip
konumdadır. Bu kavram gazeteciliğin en önemli değerlerinden biri olup, doğru habere
ulaşmanın bir yolu ve gazetecilerin ahlaki göstergesidir.
Bir gazeteci ahlaki değerlerinin referansı olan tarafsızlığı ile dünyaya barış getirebilirken,
doğru yerine yanlıştan taraf olduğunda ise dünyada savaşlar olup kan akmasına ve
gözyaşlarının sel olmasına neden olabilmektedir.
“GAZETECİ GANDİ ŞİDDETİ TERCİH ETMEDEN KÖTÜLÜĞE KARŞI DİRENİŞİN SEMBOLÜ OLDU”
Mahatma Gandi bir gazeteciydi ve kötülüğe karşı aktif ama şiddet olmadan direnişin sembol
ismi olarak gönüllerde yerini almıştır. Kendi çıkardığı İngilizce Young India gazetesinde olsun
diğer editörlük ve yazarlık yaptığı dergi ve gazetelerde her zaman tarafsızlık ilkesini en ön
planda tutmuştur. Tarih onu onurlu ve ahlaklı duruşu ile altın harflerle yazmıştır. Gandi’nin
Satyagraha felsefesi halen varlığını korumakta ve bu akımı benimseyenler şiddete ne olursa
olsun karşı durmaktadır.
Peki biz gazetecilerin hep isimleri altın harflerle mi yazılır?
Tüm gazeteciler Gandi gibi şiddete karşı felsefi akımlar mı inşa ederler?
Hayır, hayır kırkbinkere hayır…
Bu sorulara gazeteci Theodor Herzl’in kurucusu olduğu siyonizmi örnek olarak verebiliriz.
Yahudileri birbirinden uzaklaştırdığı gibi, günümüzde Siyonizmin Ortadoğu’da nasıl kan
akmasına neden olduğunu da açık bir şekilde görmekteyiz.
“GAZETECİ THEODOR HERZL’İN KURUCUSU OLDUĞU SİYONİZM DÜNYAYA KAN
BULAŞTIRDI”
Her ne kadar Siyonizm, tarihi ve vadedilmiş İsrail toprakları olarak tanımlanan Kenan
bölgesinde bir Yahudi devleti kurulmasını savunan Yahudi milliyetçiliğini esas alan ideolojik
fikir hareketi olarak gözükse de, günümüzde savaşa ve gözyaşına neden olmaktadır.
Siyonizmin, gazetecilere bakış açısı ile siyonizme hizmet etmeyi kendilerine amaç edinmiş bir
takım medya mensuplarının duruşları medyanın etik değerleriyle örtüşmemektedir.
Siyonist düşüncenin oluşumunda Avrupa aklının büyük katkısının olduğu açık bir şekilde
herkes tarafından bilinen gerçektir. Ortadoğu’nun dünyanın en çok çatışma yaşanan bölgesi
olmasının nedenlerine baktığımızda, başrollerde Siyonizm ve Avrupa aklı yer almaktadır.
Batının ortak aklı ve destekleri ile meydana gelen Siyonist düşüncenin ortaya koyduğu kaos
planları karşısında Ortadoğu’da bulunan İslam devletlerinin akıllı bir şekilde hareket
ettiklerini söyleyemeyiz. Türkiye haricinde Filistin sorunu ve meselesine karşı bir duruş
görmeyen Siyonizm, Filistinlilere karşı askeri politikalarını sertleştirmeye ve her geçen gün
yeni kaos projelerini sergilemektedir.
Uzun yıllardır Batı medyası İsrail-Filistin meselesini ve savaşını, İsrail’in kendisini savunduğu
bir savaş olarak kamuoyu ile paylaşmaktadır.
Özellikle ana akım batı medyası hem işitsel hem görsel şekilde her türlü propaganda
araçlarını kullanarak, Filistinlileri savaş yanlısı göstermiş, İsrail’in ise barış yanlısı olduğunu
kamuoyuna servis etmiştir.
Günümüzde düşünselliği temsil eden gazetecilikte tarafsızlık çok büyük önem arz etmektedir.
Tarafsız olma referansı ışığında gazeteciler olaylar ve haber konusu olacak durumlar
hakkında ilk elden yani olaylara şahit olarak bilgi sahibi olmak için çaba harcarlar. Gazeteci
haber yapacağı durumları görmesi ve gerekli olması halinde araştırması ve hatta durumu
soruşturması gerekir.
İsrail devleti yaşanan savaşı haber yapmak için orada olan gazetecilere kendilerinden
akredite almamaları halinde hayatlarını garanti edemeyeceğini söylüyor. Ve akredite edilen
gazetecilerin çekim ve haber yapacağı alanları, olayları ve ayrıntıları kendisi belirliyor.
Böylece, basının haber alma hakkını akreditasyon bahanesiyle engelliyor.
Bu duruma maruz kalan batılı gazeteciler yaşadıkları zorlukları ve engellemeleri haber
yapacakları durumlarda ise kurumları tarafından durduruluyor. Ve hatta gazetecileri
öldürmeleri bile bu medya kurumları tarafından görmezden geliniyor.
Tabi Batı Medyası bu konuda gerçekten geçmişten gelen kronikleşmiş şekilde medyanın etik
değerlerine uygun hareket etmiyor. Arap medyasında da HAMAS’ın her hareketinin veya her
eyleminin doğru olduğu gibi haberlerin yapılması da medyanın tarafsızlık ilkesine ters
düşmektedir.
Burada batı medyası ve Arap medyası diyerek tüm medyanın karşılıklı cephelerde savaştıkları
gibi bir durum olduğunu da belirtmek yanlış olur. Arap medyasında savaş yerine barışı
benimseyen dengeli yayın yapan gazeteler olduğu gibi İsrail’de de barışa katkı sunmak adına
yayınlar yapan medya kuruluşları vardır. İsrail’in en eski günlük gazetesi olan Haaretz
Gazetesi tarafsızlık ilkesine uygun yaptığı haberlerle savaş yerine barışa katkı sağlamaktadır.
Bu yazımda özeleştiri yaparak medyanın tarafsızlık ilkesini çiğnemesinden dolayı dünya
barışına zarar verdiğini örneklerle anlatmaya çalıştım. Fakat her şeye rağmen İsrail’de de,
Arap yarımadasında da, Batıda da medya etik değerlerine uygun olarak tarafsızlık ilkesini
esas alan gazetecilerin sayıları az olsa da dengeli haber yapmaya çalışmaları ve barışın
gelmesine katkı sunmak için çabalamaları dünya ve insanlık için bir umuttur.
Bu umudun başarıya ulaşması adına tarafsız gazetecilik yapan medya kuruluşlarına destek
vermek zorundayız.
///////
TÜRK BASIN MENSUPLARI FİLİSTİN-İSRAİL SAVAŞINDA GÖSTERDİKLERİ TARAFSIZ VE CESUR
DURUŞLARI İLE ÖRNEK OLDULAR.
/////////