Değişen medya, değişen dünya
Mehmet Ali Dim – KGK Genel Başkanı
Son yıllarda dijitalleşme ile birlikte değişen medyadan söz ederken, hızla değişen dünyanın ve toplumsal gereksinimlerdeki farklılaşmanın medyadaki değişime katkısını gözardı ediyoruz sanki.
Bu sayımızın kapak konusu da olan özellikle yazılı medyada yaşanan krizin sebebini iyi analiz etmek zorundayız.
“Gazete okumayan bir toplum yetişiyor” diyerek geçiştirmek kolay..
Hatta, gazete ve kitap okumayı öğretmeyen eğitim sistemine ateş püskürmek de mümkün…
Ancak, bu kadar basit bir şekilde medya ve gazeteciler kendilerine ait sorumluluğu başkalarının üzerine atarak kurtulamazlar.
Peki nedir asıl mesele?
Günümüzün insanı, en son ve en sıcak habere en hızlı şekilde ulaşmak istiyor.
Tıpkı, fast food gibi “fast news” kavramı ortaya çıkmış durumda..
Fast food yiyecekte olduğu gibi “Fast news”te de “içerik” sorunu var.
Fast food; hızlı olması dışında bir avantajı olmadığı gibi karın doyursa da besleyici mi veya sağlıklı mı olduğu tartışılır.
Oysa, yazılı medya “A’la carte” (alakart) servis yapan lokanta gibi “A’la news” (teşbihte hata olmaz) haber sunan bir yayın biçimidir.
Lokantada masaya oturup size özenle servis edilen sağlıklı ve leziz yemeğinizi sindire sindire keyifle yediğiniz gibi yazılı medyayı da sindire sindire keyifle okursunuz.
Bu doyumsuz keyfi hiç tatmamış olanlar asla bilemez lezzetini…
İşte, biz gazetecilere düşen görev bu ilk buluşmayı sağlamak olmalı…
İnternet mecrasında gezinen bayatlamış haberlerden oluşan günlük gazeteler değil, özel ve nitelikli haberler ile ilgi çekici röportaj ve inceleme-araştırma yazıları ile donanmış gazeteler yaparak okur kitlemizi arttırabiliriz.
Aynı şeyleri yapmaya devam ederek farklı sonuçlar beklemek saflık olur.
Ayrıca, yazılı medya hiçbir zaman tamamen bitmez. Yüzyıllar sonra da gazete, dergi ve kitaplar olacaktır. Bundan eminim.
Medyanın dijital dönüşümüne ek olarak yazılı medyanın stratejik dönüşümüne de tanıklık etmeyi çok istiyorum.
Gelelim dergimize…
Bu sayımızı da yine münhasıran gazetecilik üzerine dizayn etmeye çalıştık.
Tabiki, dünyadan ve Anadolu’dan farklı esintiler de var.
2022 yılı hedeflerimize dair ipuçları da var.
Ancak, iki yıldır dünyaya musallat olan Covid19 pandemisinin izleri bu defa son varyant Omicron ile devam ediyor.
Ve daha ne kadar daha sürecek kimse bilemez.
Yeni yılda bakalım neyi ne kadar yapabileceğiz?
Yeni yılın en büyük kazancı Küresel Medya Okulu (KMO) olacak sanırım. Genç gazeteci adaylarına yeni ufuklar açacak olan KMO, Ocak ayı itibariyle İstanbul’dan start alarak tüm Anadolu’yu dolaşacak. KMO, kurumsal bir yapı içerisinde yıllar boyu bizimle olabilecek mi; işte bunun çabası içinde olacağız.
Dergimizin bu sayısına katkı veren başta editörümüz Feyzi Açıkalın ve asistanım Meryem Kanberoğlu olmak üzere, yazı ve haberleriyle destek veren tüm üyelerimize sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Sağlıklı günlerde görüşebilmek dileğiyle…