Dijitalleşen Dünyada Kültür Sanat Muhabirliği
Dijitalleşen Dünyada Kültür Sanat Muhabirliği
Dijitalleşen dünyada gazetecilik mesleği olağanüstü bir değişim yaşıyor. Mürekkep kokulu gazete sayfalarından, cebimizde taşıdığımız teknoloji harikalarına kaydı haberlerimiz.
Kamuoyunu aydınlatmak adına mesai kavramı gözetmeksizin verdiğimiz çalışmaları, artık dijital dünyada daha hızlı ve daha etkin bir şekilde duyurabiliyoruz. Alanlarımızda yaptığımız haberleri artık tek bir fotoğraf karesi ve sütun santim hesabı yapmadan milyonlarca kişiye özgürce ulaştırabiliyoruz.
Teknolojinin gelişmesiyle başlayan Dijital Çağ, gazeteciliği adeta avuç içerisinde tutulan bir kuşun serbest bırakılarak doğada kanat çırpması kadar özgürleştirdi. Siyaset, magazin ve 3. sayfa haberlerinden dolayı kafese sıkışmış kültür sanat gazeteciliği, bu özgürlüğün en önemli sembollerinden oldu.
Siyasetten beslenen Türkiye’nin gündeminde kültür sanat alanı olarak her ne kadar az bir okuyucu kitlesine sahip olsak da, kültür sanat gazetecilerinin son yıllarda dijital mecralarda yaptıkları haber, yorum, analiz ve video haberlerle bir farkındalık oluşturulduğu gerçeği ayan beyan ortada duruyor.
Türkiye’nin geniş bir kültür sanat yelpazesine sahip olduğunu, kültür sanat gazetecilerinin dijital mecralarda yaptıkları paylaşımlarla daha çok anlatılmaya başlandı. Kültür sanat muhabirliği kavramı önemini artırmaya başlamışken, kültür sanat alanında çalışmalar yürüten biz gazetecilerin de kendimizi sürekli yenilemeye ve geliştirmeye ihtiyaç duyduğumuzu atlamamamız gerekiyor.
KÜLTÜR SANAT GAZETECİLİĞİ ADINA NELER YAPIYORUZ?
Günümüzde insanlar tatil ya da geziyi deniz, kum ve güneşten ibaret görüyor. Halbuki Anadolu topraklarında bir tarih yatıyor. Buradaki değerler aynı bir çocuk gibi… Bu değerlerle ilgilenirseniz, onları severseniz ve onları görürseniz kalıcı olurlar. Ama onları görmezden gelirseniz, bilmez ve öğrenmezseniz onlar da çürür gider. Bizim amacımız Anadolu’nun her köşesinde yatan tarihi ve kültürel değerlerimizi önce Anadolu insanına sonra ise tüm dünyaya tatilin sadece deniz, kum ve güneşten ibaret olmadığını göstermektir. Gittiğimiz illerin tarihi ve kültürel değerlerini gezerek, edindiğimiz bilgileri okuyucularımıza aktararak Anadolu insanına o yörenin özelliklerini anlattık ve anlatmaya da devam ediyoruz. Kısacası, bir farkındalık yarattık. Bu farkındalık doğrultusunda Anadolu insanımızın da mutlaka oraları görmesini sağladık. Görmeleri gerektiğini yazdık. Kültür ve Turizm Bakanlığının iç turizmi 81 ile yayma çalışmasına katkı sunmaya çalışıyoruz. Kültür Sanat Gazetecileri olarak insanlık mirasının sahiplenilmesi ve tanıtılması noktasında bizim de çorbada bir tuzumuz var.
İbrahim GÖKDEMİR/KÜLTÜR SANAT MUHABİRLERİ DERNEĞİ BAŞKANI