DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE ORGANİK TARIM

17.02.2023

Türkiye’de organik tarım hareketi, dünyada olduğu gibi önder çiftçiler tarafından değil, Avrupalı organik tarım şirketlerinin temsilcileri aracılığı ile başladı. Bu başlangıç, Avrupalı organik tarım şirketlerinin Ege bölgesinde organik üzüm üretimi yaptırmaları ile harekete geçti.

Organik tarım, dil farklılıkları nedeniyle farklı ülkelerde farklı isimlerle anılmaktadır. İngiltere’de organik (organic), Almanya’da ekolojik (ökologisch) ve Fransa’da biyolojik (biologique) kelimeleri kullanılmaktadır. 1960 sonrası, gübre ve zararlılarla mücadele için zehirlerin kullanımı artmış; dolayısıyla bilinçli insanlarda organik üretime yönelik farkındalık yükselmiştir. Uluslararası Organik Tarım Hareketi Federasyonu (IFOAM), 2008 yılında İtalya’da organik tarımın standartlarını kapsamlı bir şekilde belirlemiştir. Buna göre organik tarım, gelenek, yenilikler ve bilimi bir araya getiren bir

sistemdir. Organik tarım ile ilgili olarak aşağıdaki dört konu ön plana çıkmaktadır:

1) Organik tarımda ilaç, gübre, bitki büyüme düzenleyicileri ve hayvansal hormonlar gibi sentetik kimyasal, çözülebilir ve inorganik maddelerin kullanımı yasaktır.

2) Organik tarım; bitki münavebesi (ekim nöbeti, rotasyonu), bitki artıklarının kompost olarak değerlendirilmesi, hayvan gübresi ile biyolojik mekanik ve entegre zararlı mücadelesi, hastalık ve yabancı ot kontrolü gibi belirli üretim prensiplerine dayalıdır.

3) Organik tarımın amacı, tüketici sağlığını koruma, onların tercihlerini dikkate alma, toprak verimliliğini koruma prensiplerine dayalı olarak toprak, bitki, hayvan ve çiftlik sistemleri arasındaki kapalı sistem tarımsal üretimdir.

4) Organik tarımsal ürünlerin, üretimi ve pazarlaması, kendine özgü uluslararası kuralları olan, izlenebilir, kayıtlı ve şeffaf bir süreçtir. Organik ürünler Organik Tarım Komitesi (OTK) uzmanları tarafından kontrol edilir, sertifikalandırılır ve organik ürün logosu alır. Örneğin, organik yumurta üretiminde tavuklar açık alanda gezmek zorunda, yemlerine sentetik ürünler asla katılmamakta, hayvansal kaynaklı hiçbir ürün kullanılmamakta ve yemlere %25 oranında yonca katılmaktadır. Bu yumurtalar sıfır TR (0TR) ile kodlanmaktadır. Sonuç olarak tüketici, sıfır ile başlayan yumurtanın organik üretim olduğunu anlayabilir. Organik yumurtada 0TR yumurtanın üzerine basılmak zorundadır. Organik tarımın en büyük faydasının insanları ve tüm canlıları pestisitlerden koruması olduğunu düşünüyorum. Bitki zararlılarına karşı kullanılan zehirler insan sağlığını tehdit eden kimyasallardır. Organik üründen bahsedenler dağlarda doğal beslenen kuzu ve koyun eti tüketmekten kaçınıyor ise organik ürünlerle ilgili alacağımız çok yol var demektir. Dağlarda yetişen bitkiler ve suni gübre kullanılmayan meyveler; antioksidan bakımından daha zengin ve mikro elementler bakımından çok daha iyi durumda olduğundan, üstelik kimyasal kalıntılar taşımadığından ilk tercihimiz olmalıdır diyor, bilinçli yaşamın hepimize sağlık getireceğine inanıyor, kimyasallardan uzak bir yaşam diliyorum.

Emral Cömert
KGK Danışma Kurulu Üyesi