Pandemi, gazetecilik ve hayat
Bülten Çöltekin – KGK Yayın Medya Meclis Üyesi
Koronavirüs süreci tüm insanlığa hiç alışık olmadığı bir dönemi yaşattı.
İnsanlığın ilgi alanını değiştirdi.
Kendi hayatını, önceliklerini sorgulattı.
Binlerce kişinin farklı bir hayat tarzını seçmesini sağladı.
Ve bir kez daha “hayat biz planlar yaparken, başımıza gelenlerden ibarettir” sözünün ne kadar doğru olduğunu bize gösterdi.
Artık son günlerini yaşamaya başladığımız 2020’nin başlarında bu satırların yazarı dahil pek çok kişinin farklı beklentileri vardı. Bu beklentiler başka bir bahara kaldı.
Peki bu dönemde olup bitenleri, yaşanan gelişmeleri topluma aktarmakla bir anlamda yükümlü olan medya dünyasında neler yaşandı?
Önce şunu gördük; böyle bir salgına hiç hazırlıklı değildik.
Birçok meslektaşımız covid-19 virüsüne yakalandı.
Maalesef hayatını kaybeden meslektaşlarımız oldu.
Haber trafiği yaşanırken başlangıçta hiç bilmediğimiz, neredeyse el yordamıyla ilerlediğimiz bir süreç yaşandı.
Bu virüsün nasıl yayıldığı tartışılmaya başlandı.
Sonra nasıl korunulacağı…
Öyle bir bilgi kirliliği vardı ki maske takılsın mı takılmasın mı konusunda bile tartışma yaşandı.
“Kirli bilgiler” ve iddialar havada uçuşuyordu
Bir uzmanın dediği diğer bir uzmanın dediğiyle taban tabana çelişebiliyordu.
Böyle bir ortamda medyanın sorumluluğu daha da arttı.
Virüsün yayılma yöntemiyle de korunma yöntemiyle de ilgili yanlış bilgiler ve yanlış haberlerin insanların hayatına mal olabileceği çok netti.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; medya bence pandemi sürecinde önemli bir sınavı başarıyla geçti.
Elinden geldiğince halkı bilgilendirdi ve pandemiyle mücadelede önemli bir işlevi gerçekleştirdi.
Şimdi başka bir mücadele var:Aşı ve sonrasında hayatın tamamen normalleşmesi…
Bu sürecin göründüğü kadar kısa olmayacağı kesin…
Medyanın burada “temkinli bir iyimserlik” sergilemesi gerektiğine inanıyorum.
Yoksa yeniden “başa” dönülmesi tehlikesi var.
Türkiye’nin de böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalma lüksü de yok.