Siyasetçiler Seçim Yapmalı: Gazeteciler mi? Programcılar mı?

01.02.2022

Neşat Gündoğdu – Milat Gazetesi Ankara Temsilcisi

Dünyanın öngörülemez hızda değişime girdiği bir çağda devlet mekanizmasının sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlayacak ve vatandaşın hakkını koruyacak, geleneksel değerlere bağlı gazeteciliği sürdürmek gittikçe zorlaşıyor.
Maddi gelir yoksunluğuyla boğuşan gazetecilerin, bir yanda da Yeni Medya aracı olarak lanse edilen ve daha demokratik olduğu söylenilen sosyal medya uygulamaları karşısında güçsüz bırakılması bambaşka bir sonuç getirdi.
Gazetecilerin ve haberin toplum üzerindeki etkisinden rahatsız olan siyasilerin bu eski dönemlerini mumla aradığı bir sosyal medya düzeni oluştu.
Propaganda merkezi haline gelen sosyal medya platformlarının ürettiği kaosa karşı neredeyse tüm devletler peşi sıra adım atmaya başladı.
Yasal mekanizmalar giderek daha da görünür hâle geliyor.
Fakat buna rağmen istenilen başarı elde edilemeyebilir.
Avrupa’nın sıklıkla tartıştığı, ABD senatörlerinin de sürekli sorguladığı sosyal medya şirketleri toplumsal refleksleri yönlendirecek güce erişti.
İnsaların kişisel tercihlerinden siyasi tercihleri hakkında çıkarım yapılması sosyal medyaya karşı bir güvensizlik oluşmasına neden oluyor.
Seçim tercihi dışında, ülkenin hangi sosyal meselelere nasıl refleks göstereceğine kadar birçok tepkinin tespit edilmesi için önemli bir bilgi toplama aracı olan sosyal medya platformlarını yasaklamak, günümüz dünyası için artık imkansız bir noktaya geldi.
Her konu hakkında analiz yapılmasını sağlayacak veri setinin güvenli ellerde olmadığı düşüncesi, istihbarat kurumları başta olmak üzere tüm dünyada ortak bir kaygı doğuruyor.
Siyasetçilerin karşılarında kanlı canlı olarak gördüğü gazetecileri düşmanlaştırıp onları işlerinden etme konusundaki mahir politik yaklaşımı sosyal medya patronlarına sökmüyor.
Geçmişe dönemeyiz. Gidilecek tek yer ileri.
Gazetecilerin kaybettirilen itibarını geri kazandırmak yine hükûmetlerin sorumluluğunda…
Gazeteciler, aklı selime ihtiyaç duyulan kriz zamanlarında toplumu yatıştıran, devletin sürekliliğini temin eden önemli bir kurum olarak varlık gösterirken, bir yandan da sistemi denetleyen ve seçmenin hakkını koruyan pozisyonda yer alıyorlar.
Bu nitelikler yeniden yüceltilmeli.
Kamu görevlilerinin sosyal medya üzerinden açıklamalar yapmasının engellenmesi ve kamuya ilişkin bilgilerin gazeteciler vasıtasıyla paylaşılması, bu aşamada kısa zamanda atılacak en doğru adım olacaktır.
Sosyal medya kullanımı siyasetçiler için önemli bir propaganda aracı olsa da, insanların kriz anında doğru bilgi için televizyon ve gazeteye bakma refleksi hâlâ devam ediyor.
Basının bu tarihi, kurumsallaşmış güvenilirlik gücünü artıracak adımların atılması, esasında hükümetler için çok da zor değil. Mesleki olarak uzmanlaşmayı sağlayacak fonlamaların getirilmesi bu anlamda büyük bir öneme sahip.
Salt bir fonlamadan ziyade destekleyici bir fonlama modeliyle iş güvencesi temin edilirken işsizlik durumunda devreye girecek bir sosyal yardım sandığı oluşturulması temin edilmelidir.
Ayrıca sistemi denetlerken gazetecinin işini yapmasını sağlayacak hukuki güvenceler de net olarak yasalara eklenmeli ve muğlak ifadeler yerine daha net açıklamalar yapılarak sistem rahatlatılmalıdır.
Zor olan sistemi kurmak değil, sürdürmektir.
Basının güven duyulan bir kulvara oturtulması hem toplumun hem iktidarın hem de muhalefetin fayda sağlayacağı önemde bir adım olacaktır.
Bunu başarmak için toplumların sorumluluk almasının yanında, meslek örgütlerinin birleşerek tek ses çıkarması da büyük bir öneme sahip.
Bu aşamada küçük büyük tüm basın kuruluşlarına verdiği emeğin hakkının iade edilmesi için, özellikle internet haberciliğinde sıklıkla ihlâl edilen telif yasalarının denetlenmesi ve özel haberlerin korunması hayati önemde bir konu olarak çözüm beklemektedir.
Herkesin ortak düşüncesi olan bu fikirler meta çağa geçerken basını ayakta tutmanın tek yolu olacak.
Eğer bu adımlar atılmazsa hükûmetler artık sistemin işlemesi için basına değil programcılara ve siber güvenlik uzmanlarına ihtiyaç duyacaklardır.
Böyle bir altyapıyı kurmanın ve yeterli seviyeye getirmenin zorluğu ortadayken, mevcut basın altyapısının işler hâle getirilmesi hem daha ucuz hem daha kolay hem de herkesin menfaatine olacaktır.
Burada gazetecilerin fazla ayrıcalık alarak, bunları menfaatleri için kullanmasının önüne geçecek düzenleme sistemin devamlılığını sağlayacaktır.
Bunun sağlamanın yolu ise kamu tüzel kişiliğine sahip meslek odası gibi kuruluşların hayata geçirilmesidir.
Dünya yakın zamanda büyük bir dönüşüme sert bir şekilde girecek.
Toplumların istihbarat operasyonlarına kurban edilmemesi içni doğru ve güvenilir bilgilendirme kaynaklarına olan ihtiyacı, düşünülenden daha stratejik bir önemde konu olarak çözüm beklemektedir.
Bunun önemi fark edilmeli ve atılcak adımlar için geç kalınmamalıdır.