SURİYE BARIŞI

16.02.2023
Dr. İmbat MUĞLU ÖZGEÇMİŞ “Kentsel Yoksulluk ve Göç” ve ''Terör ve Derin Siyaset'' adlı kitapların yazarı.Fırat Kalkanı Operasyonu ve Afrin ‘’Zeytin Dalı Harekatı’’nın başlangıçından itibaren hem sınır ve hemde sınır ötesinde başta TRT olmak üzere tvnet,Çay Tv,KonTv,Kanal 5,Aksu Tv ve birçok yayın organında terör,uluslararası güvenlik ve Ortadoğu alanında yorumcu ve program yapımcı olarak görev yaptı ve halende devam ediyor. Ülke genelinde ve yurtdışında bir çok Üniversite ve Düşünce Kuruluşunda konferanslar vererek terörü anlatmakta.2004 yılından itibaren Flaş Gazetesi, Yeni KONYA Gazetesi, Nehaberankara,Haberler Kamu,Başkent Postası,AK Gazete, gazetelerinde köşe yazarlığı ve İnci Dergisi Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapmaktadır.

“Dış politikada önyargı ve duygusallık olmaz”

Ortadoğu’yu adeta kan gölüne dönüştüren Arap Baharı, etkisini tüm ülkelerde bitirirken Suriye’yi

bitmeyen bir savaş ile karşı karşıya bıraktı. Suriye iç savaşı 2011 yılından günümüze bir iç savaş olmaktan çıkmış çok uluslu bir savaşa dönmüştür. Rusya-Ukrayna savaşının devam ettiği bugünlerde Ankara, Moskova ve Tahran’ın ortak kararı ile Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması şartının göz önünde bulundurulması koşuluyla tarafların barış için elini taşın altına koyması gerektiğinde mutabık kalındı. Bu gelişmeler eşliğinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 13.Büyükelçiler Konferansı’nda, “Suriye içinde belirli ajandası olan teröristleri temizlemek için bu operasyonları yapıyoruz. Astana’nın amacı bu sorunu çözüme kavuşturmak. Bunun yolu da diplomasi masasından geçiyor. Muhalefetle Suriye rejimini bizim bir şekilde anlaştırmamız lazım. Aksi takdirde anlaşma olmaz. Artık 11 yılı geçti. Çok insan öldü, çok insan ülkesini terk etti. Bu insanlar ülkesine dönmeli. Bunun için kalıcı barış olması lazım” ifadelerini kullandı. Bu açıklamadan sonra Suriye Milli Ordusu’nun kontrolünde olan bölgelerde binlerce Suriyeli bir araya gelerek gösterilere başladı. Türkiye karşıtı slogan atan muhalifler, Esad ile barışmayacaklarını ileri sürdü. Ankara ile Şam yönetiminin görüşme olasılığının “sadece konuşulduğu” bir evrede bile ortalık her nedense birdenbire ayaklandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Endonezya’daki G-20 Zirvesi sonrası, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüşme ihtimali ve Türkiye’nin Suriye ile Mısır’la ilişkileri hakkındaki bir soruya, “Siyasette ebedi olarak dargınlık, kırgınlık, küslük olmaz. Vakti, zamanı geldiği anda oturur, değerlendirir, ona göre de bir yenilemeyi yapabilirsiniz” yanıtını verdi. Rusya’nın Suriye’de mukavemet kabiliyeti sınırlı bir hal aldı. Bu da barış için atılacak adımları hızlandıracaktır. 11 yıl boyunca milyondan fazla insanın öldürüldüğü Suriye’de ABD, AB ve diğer uluslararası güçler neden suskunlar? Çünkü bunlar Suriye dahil Ortadoğu’nun kalbinde modern dünyanın sömürgesini kurdular. ABD her türlü lojistik desteği verdiği terör örgütü PKK’dan bir kara ordusu oluşturdu. Barış onların işine gelmeyecektir. (Rusya da masum değil tabii… Beşşar Esad savaşta Rusya’dan aldığı desteğe karşılık tüm kıyı şeridini ve limanları 50 yıl boyunca Rusların bölgede kalmasını onaylayarak bin yıllık hayalleri olan sıcak denizlere ulaşmasını bir çırpıda gerçekleştirdi…) Ayrıca silah tüccarları ve uyuşturucu baronları adeta cirit attıkları Suriye’de barış istemezler. PKK ile birlikte birçok devlet Suriye topraklarını adeta uyuşturucu merkezi yaptı. PKK’nın uyuşturucu geliri milyarlarca doları buluyor. Türkiye baştan beri Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğünün korunması için somut adımlar atmıştır. Şimdi sıra Türkiye ve Suriye devlet başkanlarının 2011 yılında bozulan ilişkileri yeniden düzeltmesi için gerekli olan adımları atmasına geldi.