Yeni Medya ve Yeni Nesil İletişim Eğitimi
Prof. Dr. H. Kemal Suher/ BAU İletişim Fakültesi Dekanı
İçinde bulunduğumuz dijital çağda her geçen gün yeni bir teknolojik gelişmeyle karşı karşıyayız. İletişim pratiklerimizi ve haber alma alışkanlıklarımızı sürekli dönüştürmek ve geliştirmek zorunda kalıyoruz. Özellikle pandemi nedeniyle tüm hayatımızın kökten değiştiği bu günlerde yeni medyanın hızla devam eden yükselişi hem gazeteciliğin yeniden tanımlanmasına yol açıyor hem de genç gazetecilerin nasıl bir mesleki eğitimden geçmesi gerektiğini bize sorgulatıyor. Artık dinleyici, okur ya da izleyici yerine üreticiden; yazar, kameraman ya da muhabir yerine bu işlerin hepsini tek başına ve aynı anda yapmayı başaran gazetecilerden bahsediyoruz. Hâl böyle olunca, yeni medya ve gazetecilik sektörü için yetişen insan kaynağının da nasıl bir eğitim aldığı hiç olmadığı kadar önem taşıyor.
Yeni medya öğrencileri artık veri analizi ve veri görselleştirme gibi teknikleri de kapsayan medya dünyasının basılı, görsel, sosyal medya, çevrimiçi görsel-işitsel tüm platformlarını derinden kavramalı ve anlamalı. İletişim fakülteleri yalnızca iletişim bilimleri ile sınırlı kalmamalı. Her geçen gün önemi daha da artan multi-disipliner bir akademi ve yeni nesil iletişim anlayışıyla kendini yapılandıran ve şekillendiren BAU Yeni Medya bölümü olarak hem öğrencilerin beklenti ve talepleri doğrultusunda hem de gazetecilik mesleğinin ihtiyaçları dahilinde geleceğin iletişim sektörüne yön veren üretimler yapmaya önem veriyoruz. Sosyoloji, psikoloji, tasarım, sanat ve ekonomi gibi sosyal ve beşeri bilimlerin tüm alanlarından ilgili dersleri yeni medya öğrencilerinin erişimine sunarken, üniversitemizin STEM anlayışına uygun olarak yapay zeka, yazılım ve veri bilimleri dalları ile de dirsek temasında olmanın önemine inanıyor; medya hukuku, etik ve felsefe gibi hayatımızın her anına nüfuz eden meseleler üzerine kafa yoruyoruz.
Öğrencilerimizin büyük çoğunluğunu oluşturmak üzere olan zaman zaman Post-Milenyum ya da iNesil olarak tanımlanan Z nesli ise teknolojiyi doğal yaşam alanının ta kendisi olarak görüyor ve dünyayı algılama pratiklerini de bu çerçevede şekillendiriyor. Özellikle zaten teknolojinin içine doğmuş bu yeni nesil ile birlikte dünya düzeninin dijital çağa ayak uydurması gerekliliği kaçınılmazken, online eğitim son bir senede hızlıca yeni normalimiz haline geldi. Dolayısıyla pandemi nedeniyle tecrübelendiğimiz bu süreçte doğru teknolojiye erişim sağlayan öğrenciler için online eğitimin yüz yüze eğitime oranla daha etkin ve verimli olduğu yapılan birçok araştırma sonucunda ortaya çıktı. Ortalama bir öğrencinin, fiziksel eğitim ile karşılaştırıldığı zaman, online eğitim boyunca dersi ve öğrenmeyi destekleyen materyallere daha fazla sahip olduğu öne çıkan bulgulardan bir tanesi. Kendi hızında bireysel öğrenmeyi teşvik eden yeni dijital sistemde, öğrencilerin geriye dönüp dersi tekrar izleme, anlamadığı yerleri kendi kendine tekrar etme ve okuma olanağı veya zaten bildiği kavradığı noktaları hızlıca geçebilme gibi olanaklar öğrenme sürecini hızlandıran başlıca faktörler arasında yer alıyor.
Yeni medya düzeninin bir gerekliliği olarak eğitim teknolojileri ile desteklenmeyen, gazetecilik mesleğine dair beceri ve yetkinlik kazandırmayan bir üniversite eğitiminin 21. yüzyıl dijital dünyasında artık yeri yok. 2020-2021 akademik yılında hibrit eğitim sistemine geçiş yaparak Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren Bahçeşehir Üniversitesi olarak, Yeni Medya bölümünde hibrit ve online eğitim sistemini tüm potansiyelleri ile birlikte keşfetmenin önemine sadece inanmakla kalmıyor, aynı zamanda bu inancı uygulamaya da geçiriyoruz. 2020 Mart ayından itibaren hızlı bir adaptasyon süreci ile birlikte sanal sınıflarımız, sanal laboratuvarlarımız ve yenilenmiş ders programlarımız ile öğrencilerimiz dünyanın neresinde olursa olsun BAU çatısı altında eğitimlerine devam ediyor. Pandemi olsun olmasın, hızla değişen ve dönüşen dünyada bu hıza ayak uydurmak artık yaşama iç güdülerinden biri haline geldi bile.