Yeni Nesil Gazetecilik

01.02.2022

Yakup Aslan – KGK Tahran Temsilcisi

Dijitalleşen dünya düzeni….
Bu kavram uzunca bir süredir literatürde yerini almıştı,
Dijitalleşme hayatın her alanını kolaylaştıran ve itiraf etmek gerekirse insanoğlunu da tembelleştiren yeni bir dünya düzenini beraberinde getirdi.
Bu yeni dünya düzeninde sabır yetimiz körelmeye başladı. Bir tıkla her yere ulaşıyor, neredeyse herşeyi yapabiliyor hale geldik.
Basın-Yayın özelinde düşünüldüğünde 19. yüzyıl ile birlikte basılı medya, telgrafın hayat bulması ile haberin bir noktadan başka bir noktaya ulaşmasında devrim yaratmıştı, 20. yüzyıl ile birlikte önce radyo, ardından televizyonun hayatın içerisinde yer alması, haberin yayılması için dünyayı daha küçük bir hale getirdi. İnternet ile birlikte artık dünya küçük bir köye dönüştü. Geçtiğimiz son on yılda ise mobil olarak medya arık cebimizde yani avucumuzun içinde.
Artık medyasız bir hayat düşünülemiyor. Cep telefonu ve internet, yeni türden bağımlılıkların tanımlanmasına neden olmuş durumda. Bunlardan biri olan ve İngilizce “no-mobile-phone phobia” kelimelerinin kısaltılmasından türetilen “Nomofobi”, yeni bir kaygı türü. Kişinin cep telefonundan ayrı kaldığında paniklemesi veya ümitsizliğe düşmesi, etrafındaki konuşmalara veya işe odaklanamaması ve sürekli cep telefonunu kontrol etme ihtiyacı hissetmesi biçiminde ortaya çıkıyor.(1)
HABERE KOLAY ERİŞİM
Dünyanın herhangi bir şehrinin herhangi bir sokağında gerçekleşen bir olay internet erişimi olam mobil bir cihaz ile diğer mobil kullanıcıların tamamına ulaşabiliyor. Habere hızlı erişim açısından son derece hayati bir ayrıcalığı yaşıyoruz. Ancak dijitalleşme habere kolay erişilebilmesi gibi avantajlarla birlikte büyük handikaplarıda beraberinde getiriyor.
Evet habere ulaşmak artık son derece kolay, ancak ya haberin güvenilirliği? Haberin kime-neye hizmet ettiği?
Haberin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı ya da haber kaynağının güvenilirliği artık birinci derece öncelikli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Dijital medya, getirdiği avantajlarla birlikte manipülasyona o kadar açık bir haldeki bırakın sıradan okuyucuyu, resmi ya da büyük yayın organları dahi manipülasyonlara alet olabiliyor.
SOSYAL MEDYA GAZETECİLİĞİ
Artık bilgi, deyim yerinde ise ışık hızı ile yayılıyor. Bu dijital dünyada haberin yayılmasında araç ise şüphesiz sosyal paylaşım platformları. Sosyal medya platformları bir kavramı da beraberinde getirdi: “Sosyal Medya Gazeteciliği .”
Haber paylaşımları yapan kişinin muteber bir yayın organında çalışıp çalışmaması kullandığı sosyal medya platformunu aslında çok da ilgilendirmiyor. Paylaşımı yapan, hesabın kendine uygun kriterlerle muteber olup olmadığını “Mavi Tık” ile tasdik ediyor. Mesleği gazetecilik olan ve bir yayın organında çalışan kimi gazeteciler muteber hesap anlamına gelen “Onaylı Hesap” tasdiki alamaz iken bazı sosyal medya kullanıcıları “muteber hesap” olarak platformlar tarafından onaylanmakta. Platform kullanıcılarıda “Mavi tık” olarak tabir edilen onaylı hesapların her paylaşımını güvenilir kaynak olarak kabul etmekte ve paylaşımlarını muteber saymaktadırlar. Sonuç olarak bir haberin güvenilirliği sosyal medya patronlarının insafına bırakılmaktadır.
“PATRONSUZ GAZETECİLİK”
Okuyucu için habere kolay erişimi sağlayan bu sosyal medya platformları, çoğu meslektaşımız için mesleğini özgürce gerçekleştirebileceği “Patronsuz gazetecilik” diye adlandırılan özgür bir alan olarak tanımlandı. Ancak yüzleşilen gerçekler platformların düşünüldüğü kadar “özgür” olmadığı gerçeği ile karşılaşılmasına neden oldu. Sosyal medya platformları dilediği içeriği engelliyor, dilediği videoyu yayından kaldırıyor, dilediği habere sansür getirebiliyor üstelik bunları ışık hızında gerçekleştiriyor.Yeter ki haberiniz “kriterleri” dışına çıkıversin.
Bilginin ışık hızı ile yayıldığı günümüzde sosyal medya kullanıcıları, deyimi yerinde ise haber bombardımanınına tutulmaktadır. Dijital medya çağında toplumsal denetim bilginin saklanması ile değil, doğru ile yanlışın ayırt edilmesini imkânsız kılan bir bilgi çokluğu ile sağlanmaktadır. Bu durum insanlarda hem özgürlük yanılsaması yaratmakta hem de denetimi mümkün kılmaktadır. İnsanların kendilerini her şeyden haberdar hissettikleri, bilgi çağının nimetlerinden yararlandıklarını düşündükleri fakat gerçekte halkın kendisini yönetme yeteneğinin bu denli güdümlendiği bir dönem olmamıştı. Medyanın toplumsal kullanımının gelecekte azalması beklenemez. (2)

( 1 )  https://www.sabah.com.tr/dunya/2012/04/09/yeni-genclik-hastaliginomofobi
( 2 ) https://www.teoridergisi.com/index.php/coklu-medya-caginda-toplum-ve-siyaset